31 Mart 2012 Cumartesi

Neden Markalara Yüksek Bedel Ödüyoruz?

Bu soruya cevap vermeden önce marka denilince ne anladığımdan bahsetmem gerekir. Eğer ürün marka olmuş ise tüketicinin tüketmek yada sahip olmak için rakiplerinden daha çok sahip olmak istediği, sahip olunca da tatmin duygularını fazlasıyla yaşaması gerekir. Yani marka sadece ürün kalitesiyle ilgili yada ürün bilinirliği değildir. Tüketicide sahip olma isteğini uyandırabilen algıların hepsinin bir bütünüdür. Marka tüketicilerin zihninde yaratılır. Fiziksel birşey değildir. Müşteri ile markası arasında duygusal bir bağ olmalıdır ve vardır. Müşteri markanın kendisinin önemli hissettirmesini talep eder.


Marka kavramından sonra marka yönetimi de günümüzün önemli marka kavramlarından biridir. Marka yönetiminin de amacı markadeğeri yaratmaktır. Bu değerin artması tüketicilerin rakiplere göre sizin ürünlerinize daha fazla fiyat ödemeleri anlamına geliyor.

Marka değerinin artırılması marka özvarlığının artırılmasını gerektirmektedir. Marka özvarlığı bir ürün yada hizmet tarafından bir firmaya ve o firmanın müşterilerine sağlanan değeri artıran bir markanın ismine ve sembölüne bağlı aktif ve pasif varlıklar topluluğudur.

Marka özvarlığını artırmak için 4 ayrı noktaya odaklanmak gerekmekte.
1-Marka Adı Bilinirliği: Bir markanın tüketicinin zihnindeki varlığının gücüne karşılık gelir. Hatırlama, bilinirlik, bir markayı tanımadan hatırlamaya, hatırlanabilen tek marka olma durumuna, ilk hatırlanan marka olma yada bir ürün grubunda hangi markaları tanıyorsunuz sorularıyla ölçülebilir.
Bilinirlik yaratabilmek önemli iletişim stratejileri gerektirir. Günümüzde bazı bilinçli firmalar klasik medya kanallarının dışında sosyal medyayı aktif kullanarak sponsorluklar, tanıtımlar, sosyal sorumluluk projeleri geliştirerek bilinirliklerini artırıyorlar.
2-Algılanan Kalite: Çok temel anlamda bakıldığında tüketicinin algıladığı kalite markanın finansal performansına doğrudan etki etmektedir. Tüketiciye doğru mesajı verebilmek ve gerçek ürün ve marka kalitesini ona hissettirebilmek bu noktada karşımıza çıkar. Burada önemli nokta kalite iddiasının gerçek olması. Kalite iddiası gerçek dışı olduğu sürece, kalite algısı yaratabilmek imkansız bir hal alır.
Kalite algısının yaratılabilmesi için iki nokta çok önemlidir. Birinci nokta yaratılan kalite algısının müşterilerin önemli olarak algılaması gerekir. Müşterilerin önemsiz olarak algıladığı bir alanda yaratılan algı faydalı olmayacaktır.
İkinci nokta ise tüketicilerin kaliteyi algılamaları için yeterli bir bilgi düzeyine sahip olmamaları. Kalite üzerine akılcı bir yargıda bulunabilmek veya bu konuyu değerlendirebilecek zaman ve motivasyona sahip olmamalarıdır.
Devamı gelecek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder