Ülkemizin dünya ticaretinden pay alabilmesi ve uzun soluklu
markalar çıkarabilmemizin yolu ihracattan geçmekte. İhracat hem sunduğu
fırsatlar hem riskleri dağıtabilmek açısından hem de aile şirketlerimizin
rekabetçi iç piyasa koşullarında sıkışıp kalmalarına engel olduğu için oldukça
önemli bir gereklilik halini almış durumda.
Firmalarımızın da dünya markası olabilmek ve ihracat yaparak
ilerlemek adına oldukça iddiali hedefleri bulunmakta.Bu hedefleri
gerçekleştirebilmek için ise ayakları yere basan stratejilere ihtiyaçları var.
Ülkemiz coğrafi konumu itibariyle ve geçmişteki kültürel
bağlantıları nedeniyle bu alanda doğru stratejiler geliştirerek bölgesel
markalar çıkartabiliyor. Fakat bu global bir marka olmak için yeterli olmuyor.
Doğru stratejiyi geliştirmenin yolu odaklanmaktan geçiyor.
Yani birçok hedef Pazar seçip oralarda ihracatçı olmaya çalışmak hem kısıtlı
olan kaynakların bir an önce tükenmesine hem de bu konuda umutsuzluğa
düşülmesine sebep oluyor. Başlangıç aşamasında tek bir hedef Pazar seçip bu
hedef Pazar için detaylı Pazar araştırması yaptıktan sonra yapılacak
organizasyon için fizibilite çalışması yapıldıktan sonra o pazara giriş için
aksiyon başlatılması gerekmekte. Sonrasında bu pazarda belli bir süre kalıp
pazardan pay almaya çalışmak stratejinin bir parçası olmalı. Tek seferlik
ihracat yaparak uzun vadeli ve sürdürülebilir bir başarı yakalamak pek mümkün
değil.
Bu noktada en önemli konu hedef pazarın seçimi oluyor.
Pazardaki rekabet durumu, giriş koşulları, ürün ve sektörün ne olduğu, pazarın
lokasyonu gibi parametreler seçim için oldukça belirleyici olmakta.
İkinci önemli nokta uluslararası olarak başarıyı
sağlayabilecek doğru bir iş modeline sahip olmak da gerekiyor. Kendi pazarında
yeterince başarılı olamamış bir markanın da ihracat pazarlarında başarılı
olması doğru bir iş modeli olmadan mümkün değil. Burada pazardaki rekabetin
seviyesi de oldukça önemli.
Üçüncü önemli bir nokta da hedef pazardaki satış ve dağıtım
kanalı konusudur. Firma olarak kendiniz mi orada yer alacaksınız yoksa
distribütör/bayi aracılığıyla mı orada olacak. Ülkemizde daha çok ihracat
yapılan ülkedeki distribütör ve bayi kullanılmakta. Global markalara
baktığımızda ise Pazar istedikleri büyüklükte ise kendileri ise o ülkede
konumlanıyorlar. Bayi yada distribütör ile gitmenin dezavantajı, onun
potansiyeli kadar ilerleme şansına sahip olunmasıdır. Bazı ülkeler için doğru
da bir seçim olabiliyor.
Sonuç olarak aile şirketlerimiz için ihracatta
geliştireceğimiz stratejinin temel noktası odaklanmaya ve bir yada birkaç hedef
Pazar seçip, kaynaklarımızı oraya aktararak başarılı olmaya dayanıyor.